ÖĞRETMENLER GÜNÜ

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

“Öğretmen olmak, öğretmenlik yapmayı aşmak demektir. Çünkü öğretmen olmak, öğretmenin belirlenmiş görevlerin ötesine geçip hissederek, yaşayarak, kendisini adayarak, öğrenciyle bütünleşerek var olmasıdır. Öğretmen olmak, öğretmenle öğrencinin birbirlerine hoşça bakabildikleri, öğretmenin öğrencide dirildiği, güçlü ve sahici bir aidiyettir”.

Prof.Dr. Doğan Cüceloğlu’nun tanımladığı gibi öğretmen olmak zor zanaat…

Türkiye’de yaklaşık 1 milyon 140 bin öğretmeni yaşamsal olarak etkileyen;  Öğretmenlerin görüşlerini almaya gerek bile duymadan dolayısıyla hangi saik ile olduğu da anlaşılmadan(!) Öğretmenlik meslek kanunu (ÖMK) meclisteki oylamayla ne yazık ki yasalaşmış oldu.

Bu yasa ile; Öğretmenlerin basamak kariyerlerine göre ayrıştırılması, farklı ücretlerle kategorize edilmesi bu yüzden dayanışmanın da bozulacağı, beraberinde “Nitelikli – Niteliksiz Okul” ayrımında olduğu gibi, kariyer basamakları üzerinden “Nitelikli – Niteliksiz Öğretmen” algısı yaratacağı ve bunun son derece tehlikeli olduğu eğitim sendikaları tarafından ısrarla vurgulanmakta. Öğretmenlerin mesleki birikimi ve niteliğini yok sayarak hayata geçirilmeye çalışılan kariyer basamakları uygulaması mesleğin saygınlığını düşürmeye sebep olacaktır…

Bu koşullarda öğretmen olmak gerçekten kolay bir iş değildir! İdealist olmanın yanında büyük fedakarlıklar da gerektirir…

Güzel Ülkemizi aydınlık ve çağdaş yarınlara taşıyacak, yeryüzünde tüm savaşları durdurup barışı sağlayacak sihirli bir değnek olsa kesinlikle öğretmenlerin ellerinde olurdu.

Çünkü toplumda insanı yetiştiren gelecek nesilleri oluşturan hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan ve en önemlisi bu işi salt bilgiyle değil yüreğiyle yapan barışı şiar edinen aydın ve idealist öğretmenlerdir…

Geleceğe imza koyan tüm yürekli öğretmenlere selam olsun…