Genel Köşe Yazıları Yaşam

Malgaca Pazarı’nın Tozunu Yuttuk

Kemal Ergün yazdı…

Malgaca Pazarı’nın Tozunu Yuttuk

Malgaca Pazarı’nın Tozunu Yuttuk.

İlkokul 5. Sınıfa geçtiğimde 1976 senesiydi. Rahmetli babam 30 sene çobanlık yaptıktan sonra koyun sürüsünü satarak Barbaros Köyü’nden Urla’ya taşınmış, sürüden aldığı parayla da Yaka Mahalle’de mütevazı bir bakkal dükkânı devralmıştı. Dükkân, tabiri caiz ise tam takır, kuru bakır. Babamız dükkânı doldurmak, mal almak için günlerce tütün karığı çekmeye, zamanı geldiğinde bağ bellemeye gittiği olurdu, dükkânı annemle beraber çevirmeye çalışırdık. Ne de olsa arlı insanlar, içlerindeki tekrardan köye dönme korkusu, köye dönerlerse şehirde tutunamadılar denilerek aşağılanma korkusu ile işlerine dört elle sarılmışlar. Dedim ya, adam 30 sene çobanlık yapınca çevresi, eşi dostu da ya kasap olacaktır, ya da mandıracı. İşte o sene, daha 10 yaşımdayken Malgaca Pazarı’nda Özlem Mandıra’da çırak olarak buldum kendimi. Benim kalem kırılmıştı, bir kere esnaf olacaktım, köye dönmek yoktu, başaracaktık ve başardık. Mütemadiyen her yaz tatili ve sömestre tatillerinde çıraklık yaptım. Ufacık boyumla yoğurt tepsilerini yıkarken, göğüs hizalarımdan paçalarıma kadar ıslandım. Defalarca 500 litrelik süt kazanını yıkarken içine düştüm, kaynar sütlerle ellerimi yaktım. Aynı muameleden ben kalfa olduktan sonra yeni gelen çıraklarda geçti. Ben ustamın, çırak ise benim yanımda duruşunu bozmadı. Herkes altını üstünü tanıyor, saygı ve sevgi çerçevesinde çalışıyorduk. Pomak Muzaffer halden geldiğinde hep beraber malını indiriyorduk, burnum kanadığında berber Mehmet Ağabey elinde pamukla koşup geliyordu. Bizler Malgaca Pazarı’nın çıraklarıydık. Babalarımız bizi ustalarımıza ‘’ Eti senin, kemiği benim ‘’ diyerek teslim etmişti. Bize göre usta dediğin babadan üstündür. Bir teneke parçası gibi alır seni, ateşte döver, şekil verir, öyle bir su verir ki sana İsveç çeliği yanında halt etsin.  Ustadan iyi kimse tanıyamaz çırağını, ciğerini bilir. Öyle ki; bazı ustalar kendi kızlarıyla evlendirir çıraklarını, çıraktan her türlü sorumludur, çırağına kız istemeye gider, kefil olur hatta çeyizin bir kısmını üstlenir usta. Usta ve çırak ilişkisi başkadır. Günümüzde bunun adına Ahilik diyorlar. Ahilik geleneğinin günümüzdeki temsil edildiği yer ise Esnaf Odalarıdır. Önceleri esnaflığı hak edenlerin bir araya geldiği bu güzide topluluk, çıkarılan yasalarla kanuna bağlanmış, iş yeri açan herkesin kayıt yaptırması zorunlu olan bir yapı haline gelmiş. Esas sıkıntı esnaf mıyız, işletmeci miyiz? Sanatçı mıyız, zanaat sahibi esnaf mıyız? Öyle ya, odanın isminin içinde ‘’sanatkârlar’’ ifadesi de geçiyor. Bence bir oda olacaksa adı da ‘’ Esnaf ve Zanaatkârlar Odası’’ olmalı. Oda demişken;

Geçtiğimiz Perşembe günü adayların da dediği gibi ‘’Düğün’’ tadında bir seçimli genel kurul yaşandı. Okundular (davetiyeler) dağıtıldı, salon süslendi, çiçekler, çelenkler hatta komşu ilçelerden şahit olarak oda başkanları geldi. Sağdıçlar, görümceler renkli kravatlar, göğüs ceplerinde renkli mendilleriyle misafirleri karşılama, yer gösterme telaşına girmişlerdi. Dedikleri gibi tam bir düğün telaşı yaşanıyordu. Esnaf bir dönem daha odayı hangi ekibin yöneteceğini belirleyecekti. Odayı daha iyi yöneteceğini iddia eden 3 ekip vardı bu yarışta. Beyaz, Mavi ve Kırmızı listeler. Oylar kullanıldı ve saat 17:00 da oy kullanma işi bitti, sandıklar açıldı. Esnaf bir dönem daha Ahmet Birol Aydınhan ve ekibi dedi. Aylardır süren telaşın finaline damgasını vuran ise seçimi kaybetmesine rağmen diğer adaylardan Fırat Gül ve ekibinin salonu terk etmemesi, Başkan Ahmet Birol Aydınhan’ın, Fırat Gül’ün yanına giderek birbirlerini tebrik etmeleri, birlikte objektiflere poz vererek ‘’Kazanan Urla Esnafı, Bu Seçimin Kaybedeni Yok’’  demeleridir. Seçim sürecinde olduğu gibi seçim sonunda da seviyeli ve mütevazı bir Fırat Gül gördük. İlk deneyiminde ciddi bir oy aldı ve idealindeki merdivende bir basamak daha yükseldi. En önemlisi de mevcut başkan Aydınhan’ın Fırat Gül’ü  ‘’ Ölünceye Kadar Kardeş’’ ilan etmesiydi.  Bizler Urla’nın esnaflarıyız. Kavga istemiyoruz, birlik ve dayanışma istiyoruz. Bize bunlarla gelin diyorum. Ayrıca ilçemiz esnafına efsane bir oda binası kazandıran, genel kurulda güven tazeleyerek yeniden başkan seçilen Ahmet Birol Aydınhan ve ekibini kutluyor, yeni hizmetlerini merakla bekliyorum. Sağlıcakla…

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL