İZMİR’DE YAŞAYAN SÜPER OBİZETE GRUBUNDAKİ DERYA VE UĞUR KAVUNCU ÇİFTİ, BİRER HAFTA ARAYLA OLDUKLARI TÜP MİDE AMELİYATININ ARDINDAN KİLOLARINDAN KURTULMAYA BAŞLADI.
İzmir’de yaşayan süper obizete grubundaki Derya ve Uğur Kavuncu çifti, birer hafta arayla oldukları tüp mide ameliyatının ardından kilolarından kurtulmaya başladı. Bir ay içerisinde 25 kilo veren çift, yaşam standartlarının yükselmesinin yanı sıra şeker hastalığından da kurtulduklarını ifade etti. Medicana International İzmir Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Varlık Erol, obezite tedavisinde en kalıcı yöntemin cerrahi olduğunu söyledi.
İzmir’in Tire ilçesinde yaşayan Derya Kavuncu (45) ve Uğur Kavuncu (45) çifti, yıllardır obezite sorunuyla başa çıkmaya çalışıyordu. Süper obezite grubundaki 8 yıllık evli çift, hem yaşadıkları sorunlara son vermek hem de çocuk sahibi olabilmek için evlilik yıl dönümlerine gelen tarihte tüp mide ameliyatı olmaya karar verdi. Medicana International İzmir Hastanesi’ne gelerek tüp mide ameliyatı başvurusu yapan çift, detaylı bir hazırlık aşamasının ardından bir hafta arayla halk arasında tüm mide ameliyatı olarak bilinen Laparoskopik Sleeve Gastrektom ameliyatını oldu. Ameliyatın üstünde bir ay geçtiğinde ise Derya Kavuncu 173’ten 148 kiloya, Uğur Kavuncu ise 206 kilodan 181 kiloya düşmeyi başardı. Derya Kavuncu, verdiği kiloların ardından eşinin kendisine birkaç yıl önce aldığı tek taş yüzüğü taktı. Uğur Kavuncu’nun ise verdiği kilolar sayesinde şeker, 500’den 100’e kadar düştü.
“Eşimin ilk hediyesi olan tektaş yüzüğü kilolarım nedeniyle takamıyordum”
Derya Kavuncu, fazla kilolar sebebiyle hayat standartlarının oldukça düştüğünü belirterek, “Hareketlerimiz kısıtlı, sosyal hayatımız hiç yok denecek kadar azdı. Her şey sorun olabiliyordu. Ameliyat kararı alırken hiç tereddüt etmedim, korku da yaşamadım. Kilo almak çok kötü bir şey. Hayat standardını inanılmaz düşürüyor. Çocuk sahibi olma isteğimiz de var. Kilo bu duruma engeldi. Bu engeli de ortadan kaldırmak istedik. Parmağımda şu an takabildiğim nişan yüzüğüm ve eşimin bana ilk hediyesi olan tektaş yüzüğü kilolarım nedeniyle takamıyordum. Artık takabiliyorum. Kıyafet bedenlerimiz küçüldü, artık daha çok seçeneğimiz var” dedi.
Yeme alışkanlıklarını da değiştirdiler
Ameliyat öncesi ve sonrası yeme alışkanlıklarının değiştiğini aktaran Derya Kavuncu, “Çorbanın üstüne ve yaptığım yemeklerin yanına mutlaka makarna ya da pilav yerdik. Sofradan sonra çikolatayla birlikte duble şekerli kahve içiyorduk. Ardından sıra meyve ve çereze geliyordu. Yemeği zevk alarak yiyorduk. Doymak için değil. Artık yemeğe çok fazla para ayırmıyoruz, yemek yapmaya eskisi kadar zaman harcamıyorum. El işi yapıyorum ve artık daha çok üretiyorum. Eskiden 4 saat mutfakta geçiyorsa şu an sadece 45 dakikam mutfakta geçiyor. Ameliyattan sonra akşam ya sebze yemeği yiyoruz ya da çorba içiyoruz” diye konuştu.
“25 kilo vererek şekeri bitirdik”
Uğur Kavuncu da, verdikleri kilolarla beraber yaşam standartlarının yükselmeye başladığını ifade ederek, “Ayakkabı bağcığı bağlarken, çorap giyerken birbirimize yardımcı oluyorduk. Şimdi tek başımıza ayakkabı bağcığı bağlayıp, çorabımızı giyebiliyoruz. Yaşam standardımız yükseldi. Uzun yol şoförüyüm, diyabet hastalığı yüzünden çok zorlanıyordum, çalışırken beni bitiriyordu. Şekerim çok yüksekti. 500’lerden 100’lere kadar düştü. 25 kilo vererek şekeri bitirdik. En güzel etkilerinden biri bu oldu. Şimdi çok daha iyiyim. Ben toplamda 100 kilo vermeyi hedefliyorum, eşim ise 80 kilo vermeyi hedefliyor” ifadelerini kullandı.
“Vücut kitle endeksleri 60’ın üzerindeydi”
Ameliyatı gerçekleştiren Medicana International İzmir Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Varlık Erol, her iki hastanında vücut kitle endeksinin 60’ın üzerinde olduğunu ifade ederek, “Hastalık düzeyinde obezite şikayeti ile başvurdular. Hastaları birer hafta arayla ameliyata aldık. Her iki hastayı da 3 gece misafir ettikten sonra taburcu ettik. Bugün 1’inci ay kontrolüne geldiler. Yaklaşık 25’er kilo kaybı var. İkili, aynı zamanda diyabet ve hipertansiyon hastalarıydı. 1’inci ayları olmasına rağmen hastalarımız neredeyse ilaçların tamamını bıraktı” dedi.
Obezitede en kalıcı yöntem: Cerrahi
Doç. Dr. Varlık Erol, obezitenin tedavisinde en kalıcı ve etkili yöntemin cerrahi olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ameliyatsız yöntemlerde vücut kitle endeksi 40’ın üzerine geçtikten sonra sadece diğer yöntemlerle kilo vermesindeki kalıcılık oranı yüzde 3’lerde. Bu çok düşük bir oran. Yaptığımı operasyonun uzun vadede başarı oranı ise yüzde 90’larda. Özellikle süper obezite grubunda hastalar bir kısır döngüye giriyor. Kilo aldıkça hareket edemiyor, hareket edemedikçe kilo almaya devam ediyor. Cerrahi ile hastaların kilo vermeye başlaması, hareket kabiliyetinin artmasını hedefliyoruz. Eğer bu zinciri bir yerde kırmazsanız, hasta kilo alarak devam edecektir ve bir süre sonra ameliyat şansını da kaybedecektir. Tekrar kilo alımı bu ameliyattan sonra da söz konusu ancak kontrollerini düzenli takip etmeyen ve yaşam alışkanlıklarını değiştirmeyen hasta grubunda tekrar kilo alımı gözlemliyoruz.”
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)