SAVAŞA HAYIR RUSYA – UKRAYNA

SAVAŞA HAYIR RUSYA – UKRAYNA

(Kavanozu sallayan kim)

Büyük üstat şair,Nazım Hikmet iki cümlede savaşı  tanımlar,

“Savaş; korku ve sefaletten başka bir şey veremez. Yakar, yıkar, öldürür, yok eder”

Ne kadar acı değil mi ?

Rusya Devlet Başkanı Putin’in Ukrayna’yı Rusya’nın doğal sınırları içinde bir parçası, iki ülkeyi “bir halk, bir bütün” olarak gördüğünü uzun süredir ifade ediyor… Ukrayna halkı için Moğol – tatar karışımı ya da doğu Slav ırkına mensup oldukları ile ilgili araştırma sonuçları da mevcuttur. İyi de kimin hangi ırka mensup olduğu çok mu önemli? Bütün dünya halkına göre bir tek ırkın varlığı, onun da adının “insan ırkı” olduğu artık bilinmesi gereken bir gerçek değil mi? Hele ki  yaşadığımız 21. yüzyılda!

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ukrayna’nın askerden ve Nazizm’den arındırılması gerekçesiyle (bahanesiyle) başlattığı askerî operasyon ile Rusya – Ukrayna arasındaki savaşın fitili resmen ateşlenmiş oldu.

Emperyalist ülkelere göre, Jeopolitik durum, tehditler, ırk, aidiyet, ekonomik çıkar, sınırlar güç dengeleri, kapitalistler, yeraltı zenginlikleri, ekonomik, siyasi ve askeri alanda üyesi olunan küresel güçler gibi değişkenler üzerinden bir dolu bahanenin arkasına saklanıp o suçsuz güzelim mavi gözlü sarı saçlı masum çocukların hayatlarını hiçe saymak hangi vicdana sığar… Görevleri sadece küresel güvenlik olan kuruluşlar nerede? Suçsuz ve savunmasız mazlum bir halk tereddütsüz kıyıma uğrarken! Bu nasıl? Acımasız bir oyundur.

İnsanların üzerinde kurgulanan bu emperyalist oyunu bir an önce bozmak ve dünyanın her yerinde din, dil, ırk, sınıf ayrımı yapmaksızın  “barışı” ilke  edinerek bu makûs talihi yenip kardeşçe yaşamanın yollarını bulmak suretiyle siyasi, ekonomik ve askeri güç gibi parametreleri insanlık adına gerekirse yok sayarak yaşam hakkının kutsallığı düzleminde ortaklaşarak  hareket etmeli…

Hatırla!  İnsanlığın Afrika’da aç bırakılışını, Filistin’de terk edilişini, Doğu Türkistan’da unutuluşunu,  Bosna’da çaresizliğini, Çeçenistan’da görmezden gelinişini, Hocalı’daki sesin duyulamayışını, Irak’taki aldatılmışlığını… Geçmişte yaşanmış, insanlık ayıplarını, adaletsizlikleri, insanlığın ölüme sessiz bırakılışını, Unutmadan, Unutturmadan! Evrensel değer olan, yaşama hakkı için.

 

Bir hikâye ile tamamlayalım;

Bir çölden 100 tane kırmızı ateş karıncası yakalayın. Daha sonra bir başka topraktan 100 tane bildiğimiz siyah karıncayı alın ve bunların hepsini bir kavanozun içine koyun. İlk başta hiçbir şey olmayacaktır.

Daha sonra kavanozu elinize alın, oldukça şiddetli bir şekilde sallayın ve tekrar yerine koyun. Kavanozun içinde bir anda karıncaların birbirlerini öldürmek için savaştığı bir kaos ortamı göreceksiniz.

Kırmızı karınca bunu yapan düşmanın siyah karıncalar olduğunu düşünürken siyah karıncalar bu kaosun nedeni olarak kırmızı karıncaları görmektedir. Oysa çok iyi bildiğiniz üzere kaosun asıl nedeni sizin ellerinizdir.

O nedenle günümüzde normalde hiç tanımadığınız insanlarla tartışacak ya da kavga edecek bir duruma geldiğinizde kendinize hep şu soruyu sorun lütfen, “Kavanozu sallayan kim”

Emperyalistler savaş ilan ettiğinde hep yoksullar olur bedel ödeyen… Canlarıyla!