Cenk Özen Yazdı…
Bir Hint varyantımız eksikti. Hayırlı olsun. İstanbul’da 5 kişide görüldü. Bu tespit edilen. Tespit edilemeyen ne kadar hasta olduğunu bilmiyoruz.
İzmir’in köylerinden başka memleket görmemiş gariban köylüm bak sana koca bir hediye getiriyorlar. Pandemi yasağının açıklanmasında sonra; Mega Şehirlerden özellikle teknoloji ve ekonominin bel kemiği İstanbul sokaklarından, başka bir tabirle Türkiye’nin Wuhan’ından, korona virüsün en çok görüldüğü Mega Şehirden ne derseniz deyin işte…
Sen evinden sokağından dışarı çıkma, ya da çıkmana gerek yok. Biz sana hastalığı evine kadar getiriyoruz. Nasıl mı oluyor? Çok basit kısıtlama öncesi atlıyoruz özel arabamızı basıyoruz kontağa yeni yapılan İstanbul-İzmir otobanından 5 saate, uçakla gelmek istersen de bir, iki saate İzmir’in köylerine varıyoruz. Vatan görevinden başka şehrin dışına çıkmamış köylü kardeş, sen hiç dert etmeyesin. Bizi de düşünmüş bu arkadaşlar hastalığı ayağımıza kadar getiriyorlar. Allah razı olsun. Ramazan mübarek gün iyilik yapıyorlar, sağ olsunlar var olsunlar. Allah ülkemizin milletimizin basından eksik etmesin bu sorumlu düşünceli Mega Şehirlerin sakinlerini. Buraya hastalık gelir mi hiç diye düşüncen olmasın, bedavaya, oturduğun yerden bir şey yapmana gerek yok.
Hele içlerinde bazıları var ki sözüm onlara; daha çok yardımcı olacaklar bizlere hastalıktan başka neler öğreneceğiz neler. Araç nasıl kullanılır; kırmızı ışıkta nasıl geçilir, ters yönden nasıl gidilir, kavşağın içinden aracın burnu nasıl çıkartılır. Takip mesafesine nasıl uyulmaz. Radara yakalanmadan aşırı hız nasıl yapılır. Karşındaki aracı nasıl sıkıştırırsın, aracın içinden nasıl küfür edilir. Akan yolda aracını orta yerde nasıl durdurursun. Hava nasıl basılır? Köylü kardeşim sen bunları da bilmezsin bunları Mega Şehir de yaşamış tecrübe etmiş arkadaşlar çok iyi biliyorlar. Bize de öğretecekler. Sen kafanı hiç yormayasın.
Gelelim şimdi tam kapanmaya; kapanma açıklandıktan sonra yarım adaya akın akın insan gelmeye başladı. Yollardaki trafik yoğunluğunu gözlerimizle görüyoruz. Dolayısıyla tespit edilmemiş, yeni bulaşmış, kuluçka evresinde hastalıkta insanlar la beraber dolaşıyor, böylece ülkenin her yerine hastalık yayılmış oluyor. Kapanma çok güzel oldu sonuna kadar destek veriyorum ama kapanmanın açıklandığı gün şehirlerarası seyahat yasağı gelmiş olsaydı daha güzel olmaz mıydı? Tespit edilmemiş hastalık taşıyıcıları oldukları yerde kalacaklardı. Çevrelerinden kaptıkları hastalık o çevrede tespit edilecek ve karantina kurallarına uyulmasıyla da daha fazla kişiye bulaşmadan bitecekti. Şimdiyse daha fazla bir alana yayılım göstermiş hastalıkla da çetin geçecek bir tedavi şekline geçeceğiz. Pandemi bir seneyi geçti. Sağlık personellerimiz artık çalışmaktan, mücadele etmekten, çocukları, anaları, babalarını uzaktan görmekten, yeteri kadar yanlarında olamamaktan tükenmiş durumdalar. Herkesin bir dayanma gücü var, sağlık personellerinin bu özverili çalışmalarını görüp de sorumsuzca davranan kendini bilmezlere söyleyecek konuşacak uyaracak laf kalmadı.
Simdi gelelim Türkiye’nin Mega Şehirlerinden, pandemi kısıtlanmasının açıklanmasının ardından, yarımadanın köylerine, mahallelerine neden geliyorlar, gelecekler tabi kendi evleri değil mi? Havalar ısınıyor belki denize gireriz, özel yatlarımızla, kayıklarımızla botlarımızla denizde felekten günler geçiririz. Sitelerin bahçelerinde mangal partileri düzenleriz, çocukları salarız bahçede diğer çocuklarla doyasıya oynasınlar çocukluklarını yaşasınlar diye, yazlıkçı komşularımızla kadeh tokuştururken tavla atarız. Piknik yapmaya ormanlık alanlara gideriz. 4*4 off road jeeplerimizle orman yollarında dolaşırız. Site de benim evde benim özel arazim kimse karışamaz değil mi? İstersem parti yaparım. Pandemi ne oluyor. Ben keyfime bakarım. Dünyaya bir daha mı geleceğiz. Kime bulaşırsa bulaşsın bana ne arkadaş,
Pandemide alışveriş; Emniyet güçlerimize maalesef çok iş düşüyor. Yürüme mesafesindeki yerlerde belli saatler içinde alışveriş yapmak herkesin bildiği gibi serbest, malum köylerimizde, mahallelerimizde, Mega Şehirli vatandaşlar tarafından çoğaldığına göre; fırınlar, manavlar, kasaplar, bakkallar, zincir alışveriş merkezlerindeki kuyruklara, doluluk oranlarına dikkat etmek, maske ve mesafe kurallarına uymayanları uyarmak gerekiyor. Ayrıca kısıtlama günlerinde haber yapmak için dolaştığım da deniz kenarlarındaki yerlerde gördüğüm bir şey çok dikkatimi çekti. Hayvanlarını gezdirmeye çıkaranlar, koşu, yürüyüş yapanlar, banklara oturmuş almış oldukları yiyecekleri içecekleri tüketirken arkadaş çevresi ile sohbete dalanlar say say bitmez. Bu kişileri kısıtlamadan ayıran özellikleri nedir? Yoksa güvendikleri dayılar, amcaları mı var? Maalesef sorumlu kişiler evde hapis hayatı yaşarken sorumsuzlar ortalıkta cirit atıyorlar,
Emniyet güçlerinin alacakları tüm uygulamaları destekliyorum ve şu atasözü ile bitiriyorum.“ Nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”
Sağlıklı bir hayat sizlerin olsun.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)