Bayram Anu Yazdı…
Çevremizde yaşananlara bakıp gözlemleyince;
Hiç bir konuda sağlıklı düşünüp yorumlama yapamayan, yaşama dair somut söylemler geliştiremeyen, yıllar boyu bagajında hiç şey biriktiremeyen, asla kendine ait bir hikayeye sahip olamayan, önemli olmayı değerli olmaya yeğleyen, empati yapmaktan bihaber, dünyanın sadece kendi etrafında döndüğünü varsayan, iyi insan olmayı maddi olanaklarla paralel gören, gelişmişliği giysi markası, bindiği araç, gittiği tatil köyü ile tanımlayan, fırsatçığı üstün başarı gibi gören, insanların başka öncelikleri olduğunu anlamaktan uzak, sığ, duyarsız, önyargılı, analitik düşünme yetisi gelişmemiş bir dolu insanla çevrelenip, yaşamımızı bu minvalde idame etmek zorunda oluşumuz fazlasıyla düşündürücü değil midir?
İnsanlar, bencilliği ve muhtelif çıkarları bir kenara bırakarak çevresindeki olayları irdeleyip doğru analiz etmek suretiyle, İyiyi – kötüyü, güzeli -çirkini, gerçeği -yalanı, doğruyu -yanlışı kendi dünyasında ayırt edebilen, olması gerektiği ölçüde duyarlı ve özverili tavrını her daim ortaya koyup aynı düzlemde yol alabilen güzel / duyarlı yarınlara merhaba diyebilecek mi ?
Bu günden yarına hayatın her alanında tüm güzelliklerle yaşanabilirlik noktasında insanlığın bu haklı gururla paydaş olması temenni olmaktan öteye geçebilecek mi ?
İnsanların yürümekte olduğu meşakkatli yolların her daim doğruluk ve güzelliğe çıkması dileğiyle…
Son söz üstad
Şükrü Erbaş’tan ;
Canı cehenneme rahat uyuyanın
Kapısını örtenin perdesini çekenin
Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın
Duvarları ancak çarpınca görenin
Canı cehenneme başkasının yangınıyla
Evini ısıtıp yemeğini pişirenin.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.