Bayram ANU Yazdı…
Hayatından eksilenler kadar büyürsün, yaşamın karmaşası içinde görece matematiği de budur, genellikle çoğaldığını sandığın noktada eksilmişsindir ve eksilmek aslında kaybetmekle eşdeğer değil midir …
Kaybettiklerimizi bir gün kazanacağız diye umutla bekleriz.
Ya da kaybettiklerimizi hiç kaybetmemişçesine yeniden inşa ederiz. Geriye dönüp bakmadan yola çıkarız.
Yolda olmaktan mutlu; menzile varmaktan korka korka yol alırız. Yol insanı değiştirir farklılaştırır…
Sürekli değişen bu dünyada belli ölçüde devamlılığın mecburi olduğu düşünülürse münferiden eklemlenmelerin ve eksilmelerin olması doğal gereklilik gibi görünür…
Sosyal hayatın içinde zorlama algılara paralel, varlığımızın öznesi haline bürünen…
Siyasi…
Ticari…
Ekonomik…
Kültürel…
Toplumsal…
Konularda,
Pozisyon belirleme noktasında kişinin, Önemli / Değerli ayrımı yapılabiliyor olması salt karakteristik bakış açısının sarih bir şekilde algılanmasına sebep teşkil eder…
Gelelim önemli /değerli farkına,
Önemli; Bir dönem ile sınırlı olan bir niteliktir.
İnsana gerçek kişiliğinin dışında verilen, kimlik, makam ya da mevki ile kazanılan geçici olgudur, önemli kişi olmak için üstün meziyetleriniz olması gerekmez.
Değerli; ihtiyaç anında değil,
İyi günde de kötü günde de bizdeki olumlu algısı değişmez. Değerli olmak, sahip olduğu vasıflardan çok; kişiliği, hayata bakışı, davranışı bize karşı yaklaşımı, düşünce davranış duygudan oluşan bir durumdur.
Değerli insanları hem sever hem sayarız. Önemli insanlara ise sadece saygı duyarız. Bazen isteyerek bazen de mecbur kalarak.
Her şey gelip geçiyor sadece belli şeyler kalıyor belleklerde…
Ezcümle;
Hayatın her alanında bütün köşe başlarına konumlanıp “önemli” olma şerefine nail olanların aynadaki yansımalarının toplumda hangi ölçüde “değerli” bulunduğunu bilip şahit olmaları temennisiyle…
Yazar: Bayram Anu
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)