EGE KURU MEYVE VE MAMULLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ, ANA İHRAÇ PAZARI AVRUPA BİRLİĞİNİN (AB) TALEPLERİNİ ÜZÜM ÜRETİCİLERİNE AKTARMA AMAÇLI EĞİTİM PROGRAMLARINI ÜRETİCİ BÖLGELERİNDE SÜRDÜRÜYOR.
Türk üreticisi ve ihracatçısının oluşturduğu güç birliği, Türk üzümünü dünya piyasalarında zirveye taşıdı. İhracatçılar, üzüm üreticilerinin ürün desenini çeşitlendirmesi halinde başarının katlanacağı görüşünde birleşti.
Türk üzümünün ortalama ihraç fiyatı ihracatçıların son 2 yıldaki doğru politikalarıyla ortalama 600 dolar artarken, üreticilerin doğru üretim tekniklerini uygulaması sayesinde kalıntı oranlarında ve ihracattan geri dönen parti sayılarında büyük düşüş yaşandı.
İlçe ilçe üreticilere eğitim veriliyor
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, ana ihraç pazarı Avrupa Birliğinin (AB) taleplerini üzüm üreticilerine aktarma amaçlı eğitim programlarını üretici bölgelerinde sürdürüyor. Menemen’deki Tarım ve Orman Bakanlığı Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Enstitüsünde Gediz havzasındaki üzüm üreticilerinin katılımıyla düzenlenen toplantıya; Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli moderatörlük yaparken, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Menemen Ziraat Odası Başkanı Metin Karagöl, Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsünden Dr. Turcan Teker ve Ege İhracatçı Birlikleri Ziraat Mühendisi Oğuz Aşçıoğlu konuşmacı olarak katıldı.
Kuru üzüm ihraç fiyatının 2017 yılında bin 560 dolar seviyesinde olduğunu hatırlatan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, 2018 yılında bin 760 dolara, 2019 yılında ise 2 bin 150 dolara yükseldiğini, ihracatta ve üretimde istikrarın korunması için sürdürülebilir üretimin çok önemli olduğunu vurguladı.
“Ürün desenimizi çeşitlendirmemiz rekabetçilik sağlar”
Türk üzüm üreticisinin 3 yıldır emeğinin karşılığını aldığını dile getiren Celep, “Bağcılıkta dünya genelinde rekabetçiyiz. Bu rekabetçiliğimizi koruyabilmek için üreticilerimizin bağlarına bakması, ölçek ekonomisini uygulaması gerekiyor. Üreticilerimizin yerine getirmesi gereken bir diğer husus ise ürün desenlerini çeşitlendirmek olmalı. Örneğin, diğer üretici ülkelerin çeşitlerinin muadili, taze ve naturel tomson yani bandırmasız üzüm çeşidi gibi. Ürün desenimizi artırmamız, çeşitlendirmemiz pazarlama gücümüzü artırır. Bize düşen ise üzümü ederinde ihraç etmek. Bunun için üreticilerimizle iletişimimiz artarak sürecek” diye konuştu. Sürdürülebilir üretimin her anlamda sağlanabilmesi ve rekabetin devam ettirilebilmesi için çiftçilerimizle beraber çalışmamız gerektiğini belirten Celep, Organik Tarım, Global Gap, Fair For Life (adil ticaretin sağlanması) ve FLA (çalışan haklarının korunması) gibi dünyada kabul gören projelerle ürünümüze katma değer sağlamamız gerektiğini sözlerine ekledi.
Sunumlar yapıldı
Menemen Ziraat Odası Başkanı Metin Karagöl ise Menemen’deki 20 bin dönüm bağ alanlarını koruma çabası içinde olduklarını, üzümün son yıllarda değerini bulduğunu, önümüzdeki yıllarda üreticinin emeğinin karşılığını aldığı takdirde sağlıklı ürün üretimine devam edeceği mesajını verdi. Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsünden Dr. Turcan Teker, bağlarda yaşanabilecek don olaylarından üreticilerin minimum zararla kurtulmaları için alması gereken önlemlerle ilgili sunum yaparken, Ege İhracatçı Birlikleri Ziraat Mühendisi Oğuz Aşçıoğul bağlarda kullanılabilecek ilaçlar ve dozları ile ilgili üreticilere bilgilendirici bir sunum yaptı.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)