Malum şu ara mafya toplulukları ülkenin gündemine oturmuş durumda tabi hepsinde bir şeyler öğreniyoruz. İyi şeyler olmasa da kötü şeyler de öğreniliyor. Bunlar hayatın gerçekleri siz öğrenin, öğrenmek güzeldir. Öğrendiklerinizi yapıp yapmamak size kalmış.

Bende bugün yaşadığımız şehirdeki Medya İlan Mafyalarını gündeme alayım dedim. Biraz düşündüğünüz de herkesin çevresinde böyle topluluklar muhakkak vardır.

Evet yanlış duymadınız medya ilan mafyaları;

Bunların işleri nedir?

Çalışma prensipleri nasıl?

Finansörleri kimler?

Bu sorulara cevap aramaya çalışacağım.

Bunlar mensubu bulundukları, kendilerini yakın hissettikleri basın yayın organlarının çevrelerinde kümelenirler, siyaset, spor, sanat, çevre, doğa, insan, magazin vs… Konularında haber yapar gibi gözükerek, insanların gözlerini boyarlar. Amaç insanların gözünü boyayıp vurgunu vurmak. Bunların tek bir amacı var para kazanmak. Ellerindeki basın yayın organlarını Gazetecilik Meslek İlkeleri ile değil, çünkü Gazetecilik Meslek ilkelerinin bazı maddeleri der ki;

Gazeteci, bir haberin yayımlanması veya yayımlanmaması karşılığında maddi veya manevi çıkar peşinde koşmamalıdır. Hiçbir zaman para için kalemini satmamalıdır.

Gazeteci, kişi ve kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde aşağılayan, hakaret içeren ifadeler kullanmamalıdır.

Bu ilkelerden tam 30 madde var ben size 2 maddeyi yazdım. Konunun odağından kaymamak için,

Peki bu Medya Mafya topluluklarında her şey var bir haber yok.

Tetikçilik bunlarda,

Tehdit bunlarda,

Şantaj bunlarda,

Hakaret bunlarda,

İnsanların alın teri ile yaptıkları meslekleriyle aşağılamak bunlarda,

Para vermezsen, reklam vermezsen, yazarım, çizerim, haber yaparım,  demek bunlar da…

Reklam vermez, para vermezsen peki ne oluyor, ne yapıyorlar?

Ellerindeki basın yayın organlarının gücüyle topluluk halinde freni patlamış kamyon gibi, taarruza geçiyorlar,

Bana reklam vermezseniz ! Bana para vermezseniz açıklarınızı yazarım!

Alsana, alsana, alsana!

Yaktım seni!

Bitirdim seni!

Tabi bunları yapa bilmeleri için karşı tarafın zaaflarını iyi etüt ediyorlar, araştırıyorlar, eksiklerini buluyorlar, devamlı takip ediyorlar,

Parayı, reklamı verirsen, üç maymunu oynuyorlar, görmüyorlar, duymuyorlar, konuşmuyorlar,

Değerli okuyucular şimdi bu gazetecilik ilkelerinin hangisi ile uyuşuyor? Kamuoyu maalesef aldatılıyor, kamuoyunun haber alma özgürlüğüne pranga vuruluyor. Yapılması gereken haberler ise birilerinin menfaati yani cebi dolunca ya da verilen paralar sayılırken, akılda kalmıyor, uçup gidiyor.

Gerçek gazeteciler haber yapar, insanlara faydalı olmak için çırpınır durur.

Peki bu güruh çetesi emellerine ulaşıyorlar mı?

Evet maalesef ulaşıyorlar.

Bunu bildikleri için de hep aynı taktikleri devam ediyor.

Kapalı kapılar ardında, varış çizgisini birincilikle bitirmiş sporcunun gurunu yaşıyorlar, çevresindeki azılı toplulukla,

Nasıl yaptım. Nasıl dize getirdim. Bak gör benim gücümü,

İleriye yönelik planlar konuşuluyor, planlar yapılıyor, makamlar dağıtılıyor aralarında

Şimdiden ayarlamışlar bile önümüzdeki başkan adayını,

Bu güruh çetesine siyasi parti yöneticileri peki dik duruş sergiliye biliyorlar mı?

Maalesef, yazık ki ne yazık.

Bu topluluk sağı, solu blöfleri ile korkutuyor, korkutmaya çalışıyor.

Oysaki Selahaddin Eyyubi, Fatih Sultan Mehmet, Mustafa Kemal Atatürk kimseye boyun eğmedi. Yılmadı, yıkılmadı, bu insanlara güvendi, en önemlisi yüreğine güvendi yeri geldi imanına güvendi.

İmanlıların korkak olduğu yüreksiz olduğu yerde kâfirler, azar, kudurur, coşar…

Gerçek gazeteciler ilan peşinde, para peşinde koşmaz, haber peşinde koşar, mesleğini şerefiyle, dürüstlüğü ile yapar. Sağa solu tehdit etmez. Sağa, sola baskı yapıp zorla ilan almaya çalışmaz.

Çeşme’nin başına geçmişler, gruplarını kurmuşlar, bowling kukaları gibi sıra sıra dizilmişler, en yakın zamanda bu insanların tokadını yiyeceksiniz. Biri elindeki bowling topu ile tek atışta (strike) savuracak sizleri, o havanız bitecek, o burnunuz sürtecek yerlere… Bir de Yüce Allah CC tokatı var ki, onu siz hiç düşünmeyin, çünkü sizin mukadderatınızda Allah inancı olduğunu düşünmüyorum. Olsaydı bu zamana kadar gereğini yapardınız.

Sen yanmasan ben yanmasam o yanmasa nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa giden yola

Bakalım bu yazıdan sonra kimlerin sesi yükselecek, kimler homurdanacak, hep beraber izleyip göreceğiz…

Not: “Gerçek Gazeteci hiçbir Siyasi Partinin ya da Sivil Toplum Örgütlerinin ve Kamu Kurumlarının Arka Bahçesi değildir. Toplumun gerçekleri öğrenmesi için kamu yararına gerçekleri yazar, ilan peşinde koşup sağa solu tehdit etmez.”

 

Murat Özün

2014 – 2018 Urla Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı